Borsa ’da Not Artışı Beklentisi

Borsa endeksi geçen haftayı geçen haftayı %2.29 yükselişle kapadı 9915 seviyesinden TL bazında rekor kapanış ile kapadı. Teknik olarak belirtilen 10400 seviyesine adım adım yükselen bir endeks görüyoruz. Önceki haftanın lokomotifi bankalarda ise XBANK endeksi haftayı %0.73 düşüşle tamamlarken Cuma günü özellikle Kamu bankalarında gelen alımlarla bir miktar toparladığını izledik. Ancak asıl yükseliş 100-30 endeksi olan XYUZO endeksinde %3.16 olarak görüldü. BIST30 dışı, endeks hisselerinde bu sefer alıcılı bir hafta izledik. Sonuç olarak dolar bazında 305$ seviyesine ulaştı ve dirençleri zorluyoruz.

masanotları borsa

TCMB verilerine göre 19 Nisan ile biten haftada yabancıların hisse satışı 143 mn $ seviyesinde oldu. Böylece son 4 haftadır devam eden kesintisiz yabancı alımları sekteye uğradı. Ancak bunun çok önemli olmadığını düşünüyorum. Türkiye’ye bir yabancı ilgisi var ve bu devam edecek. Zaman zaman giriş çıkış yapan fonların etkisi ile dalgalanmalar görebiliriz. Ancak bundan aylar sonra filmin sonuna baktığımızda endeksin dolar bazında şimdikinden çok daha yukarıda bir yerlerde görebileceğimize yönelik düşüncemi koruyorum.

Bankalar Pahalı mı?

Bankacılık endeksi yılbaşından bu yana ABD Doları bazında %37 yükseliş gösterdi. Aynı dönemde BIST100 endeksi %20.6 yükseliş gerçekleştirdi. Bu rölatif anlamda %14 daha iyi bir getiriye karşılık geliyor. Hem dolar bazında kısa zamanda iyi bir getiri hem de piyasaya önemli bir fark atılmış durumda.

Peki bankaların geldiği noktada bankalar ucuz mu, yoksa pahalı mı? Açıkçası ben iki bakış açısı ile yaklaşıyorum. İlki, sürekli bu bültenimden ifade ettiğim gibi Bankalardaki en büyük hikâye 2024 yılında CDS’deki düşüş olacak. Bilanço ve faaliyet olarak bankalarda 2024 yılı finansallarında heyecan verici bir gelişme yok. 2025 yılında net kar sıçramaları görebiliriz. Ancak en önemli fiyatlama CDS’deki gerileme olacak ve bu risk iştahını artıracak. Bu şimdiye kadar iyi çalıştı, ancak bankalardaki son ralli CDS’de bir gerileme olmadan oluştu. Bu açıkçası bir uyumsuzluk yaratıyor. Bankaların son gerçekleştirdiği ralliye bakınca CDS’in 300 puanın altında olması gerekiyor ki anlamlı olsun. Ancak bu olmadı. Ya CDS geç kalıyor, ya da bankadan önden fiyatlıyor. Bu birinci bakış açısı. CDS destekli olmayan bir yükseliş.

Bu arada bu kadar pozitif habere rağmen CDS’in hala 300 puan seviyesinin üzerinde olması bir soru işareti. Bu konuda Cuma günü S&P’den beklenen kredi not artışı sonrasında oluşacak seyirler önem kazancak görünüyor.  

Diğer bakış açısı ise sektörün pd/dd oranı son durumda 1.37x seviyesine gelmiş durumda. Çok değil 4 çeyrek öncesinde 0.44x seviyesindeydi. Bu fiyatlamada risk iştahının artması yönünde önemli bir gelişme. Bunun elbette en önemli nedeni Türkiye’nin son bir yılda rasyonel ekonomi yönetimine geçmiş olması. Peki şuanki 1.37x pd/dd neye karşılık geliyor. Geriye dönüp baktığımızda Türkiye’nin 2004-2005 yıllarındaki fiyatlamalarına kadar gidiyor. Ancak o dönemdeki ekonomik göstergeler şimdikinden çok daha iyi noktadaydı. Bu nedenle son zamanda gelen pd/dd oranları bir miktar önden yüklemeli gibi duruyor olabilir. Ancak CDS oranının 300 puanın altına düşerek hızla 200bps seviyesine doğru gerilemesi durumunda bu sefer piyasa Bankaları 2-2.5x pd/dd oranı ile bile fiyatlayabilir. Elbette unutulmaması gereken en önemli nokta, Bankaların enflasyona göre düzeltilmiş bilançoları henüz yok ve herkes biliyor ki mevcut özsermayeler bu kadar güçlü değil ve mevcut özsermaye karlılıkları göründüğü kadar yüksek değil. Aksi halde %35 seviyelerinde görünen Özsermaye Karlılıkları eğer doğru olsaydı, piyasa bankaları 3-3.5x pd/dd oranından fiyatlardı, şu anki seviyelerde değil. Ancak herkes bankaların gerçek Özsermaye karlılıklarının daha düşük olduğunun farkında ve bu nedenle fiyatlamalarda sınırlı kalmaya devam ediyor.

Bankacılık Sektörü PD/DD Grafiği (Kaynak: Stockeys)

Özetle yukarıda anlatmaya çalıştığım, Bankalarda bir süre yatay bir seyir görebiliriz. Yabancıların ilgisinin banka dışı hisselere kayması muhtemel olabilir.

Ancak ne olursa olsun 2024 ve muhtemelen 2025 yılı aylardır ifade etmeye çalıştığım gibi hissene sahip çık yılı olmaya devam edecek görünüyor. Borsada oluşacak düşüşlerin korkup satarak kaçılacak anlar değil, aksine ilave pozisyonlar alınacak anların olacağı bir yıl olacağını düşünüyorum. Uzun vadede 305$ ve 312 gibi dirençlerin, kırılacağını ve çok daha yukarı seviyeleri test edebileceğimizi düşünüyorum.

Mayıs Korkusu Global Piyasalara Gelir mi?

Mayısta sat ve git mottosu ünlüdür bilenler bilir. Mayıs ayına girerken ABD piyasalarında bir miktar bozmuş görünüyor. Bunu belirtmekte fayda var. Fed’in faiz artırımı sürekli öteleniyor. Son durumda Aralık ayına doğru ötelenmişti ancak son birkaç günde çıkan raporlarla Temmuz ayı yükselmiş görünüyor. Fed haftaya faiz kararını açıklayacak. Faizlerde değişiklik yapılması beklenmiyor ancak Powell’in mesajları önemli olacak. Bu arada S&P 500 endeksi 6 ay sonra 50 günlük ortalamasının altına geriledi. Bu ana eğilim olarak ilk sinyal olabilir. S&P500 için 50g ortalama 5132 seviyesinde bulunuyor ve S&P kapanışı 5099 seviyesinde oluştu. Ancak haftalık grafiklerde görünüm halen pozitif. Bu arada ilk çeyrek bilançolar güçlü geliyor ve bu durum S&P 500’ün yaşadığı gerileme sonrasında 4927 seviyesinden güçlü bir tepki vermesini sağlamış görünüyor. Ancak gelecek hafta 5132 seviyesindeki ortalamasının üzerine çıkıp çıkmayacağını izlemekte fayda var. Başarısız olursa ikinci bir kar satışı dalgası gelebilir. Bu durumda motto gerçekleşir.

Borsa

Borsa için çok çok kısa vadede yani gelecek haftaya yönelik kredi not artışı beklentisi dalgalı fiyatlamaya neden olabilir. Daha uzun vadede ise Borsa konusunda yukarıda oldukça açık şekilde beklentimi paylaştığımı düşünüyorum. Ancak sürekli belirttiğim bir noktayı tekrar etmekte fayda var. Önümüzdeki birkaç aylık dönem için İki farklı olgu bulunuyor. Bunlardan birincisi ekonomide beklenen yavaşlama ve buna bağlı olarak daha zayıf beklenen 2Ç bilançoları. Bu borsa üzerinde baskı yaratacak bir olgu.

Diğer olgu ise, rasyonel ekonomiye geçiş ve uygulanan para politikaları ile global finans çevrelerinde iyileşen Türkiye algısı. Not artırımlarının gelmesi, enflasyonda iyileşme sağlanması, TL’nin cazip hale gelme süreci ve yabancı ilgisi vb.. önemli gelişmeler. Bu ise borsa üzerinde pozitif etki oluşturan bir olgu.

Önümüzdeki dönemde bu iki olgunun hangisinin daha ağır basacağı önemli olacak. Belki de kötü beklenen 2Ç bilançoları, diğer olgu sayesinde absorbe edilecek. Bu durum endekste bir yatay sürece neden olabilir. Ben bunun 8400-9500 aralığında olmasını bekliyordum açıkçası, ancak piyasa beklediğimden çok daha iyi bir performans sergiliyor. Belki bu yatay süreç 9500-10500 aralığında oluşabilir.

Ancak yatay sürece girsek bile, 2024 yılı hissene sahip çık yılı olacaktır. Bugün hissesine sahip çıkanların bir yıl sonra pişman olmayacaklarını düşünüyorum. Bu dönemde borç oranı düşük hatta mümkünse net nakit konumunda olan, ihracat ayağı da bulunan, hatta mümkünse güvenli konfor alanı olması için brüt kar marjı yüksek olan şirketlerde bulunmak doğru olacaktır. Sigorta, Çimento Beton, Holding sektörleri ilk etapta göze çarpan sektörler. Bunun yanında tarım, gıda perakendecisi, teknoloji ve lüks tüketim malları perakendecileri ve katma değerli ürünler üreten ve güçlü kar marjı ile çalışan Tekstil sektörü şirketleri, son olarak her ne kadar daralma olsa da her zaman sürprizler çıkaran otomotiv sektörü listede bulunabilir.

Bu yıl ve 2025, büyük şirketlerin yılı olabilir. 2022 yılının aksine piyasa değeri yüksek şirketler ile yükselişle yaşanabilir. Ancak bu demek değildir ki, küçük piyasa değeri şirketlerde hareket olmayacak. Ancak seçici şirketlerde, değer olarak öne çıkan şirketlerde bence küçük büyük fark etmeyecektir. Piyasa değer yaratan, karlı çalışan, büyüyen ve iyi yönetilen şirketleri ve tabii iskontolu olmak kaydı ile her zaman gerçek değerine götürmüştür. Sadece sabırlı olalım yeter.

İçeride Enflasyon, Dışarıda FED

Haftalık veri takviminde Pazartesi günü Ekonomik güven endeksi verisi alınacak. Salı günü TCMB Olağan Genel Kurul toplantısı bulunuyor. Muhtemel bir kabine toplantısı da beklentiler arasında. Aynı gün Turizm Bakanlığı Yabancı ziyaretçi sayısını açıklayacak. Çarşamba günü 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü nedeni ile piyasalar kapalı olacak. Perşembe günü PMI verisini alacağız. Bu öncü veri önemli olabilir. Cuma günü Nisan ayı TÜFE verisi alınacak. Beklentiler aylık bazda %3 seviyesinin altında bir veriyi işaret ediyor. Aynı gün ticaret Bakanlığı öncü Dış ticaret verilerini açıklayacak. Ve yine aynı gün TCMB PPK Toplantı özeti bekleniyor. Ayrıca Cuma gecesi kredi derecelendirme kuruluşu S&P’nin Türkiye not değerlendirmesi beklenecek. S&P’nin daha önceden görünümümüzü pozitif yapmasından dolayı ve son gelişmelerle birlikte Kredi notumuzu bir basamak daha arttırmasını ve görünümümüzü yine pozitif olarak belirlemesini bekliyorum.

ABD tarafında Pazartesi ve Salı günleri önemli bir veri akışı beklenmiyor. Çarşamba günü ise Fed Faiz kararı alınacak. Beklentiler Fed’in faizi değiştirmeyeceği yönünde bulunuyor. Karar sonrasında Powell basın toplantısı ve vereceği mesajlar önemli olacak. Piyasalar faiz indiriminin ne zaman başlayacağı konusunda bir ipucu bekleyecek. Perşembe günü Fabrika siparişleri verisi alınacak. Cuma günü ise Tarım istihdam verisi haftanın önemli ikinci verisi olacak. Ayrıca PMI verileri izlenecek.

Avrupa tarafında ise, Pazartesi günü Euro Bölgesi Ekonomik görünüm ve tüketici güveni verisi alınacak. Almanya’da öncü TÜFE var. Salı günü Euro Bölgesi öncü büyüme verisi ve TÜFE verisi alınacak. Çarşamba günü Avrupa piyasaları 1 Mayıs nedeni ile kapalı olacak. Perşembe günü Euro Bölgesi PMI verisi bulunuyor. Cuma günü işsizlik verisi dışında önemli bir veri bulunmuyor.

Bunların dışında Pazartesi günü Japonya, Çarşamba günü Çin ve Hong Kong piyasaları, Perşembe günü Çin piyasaları, Cuma günü Çin ve Japonya piyasaları kapalı olacak.

Adım Adım 10700

Borsa endeksi iki hafta önce 9450 direncini geçerek önemli bir teknik kırılım gerçekleştirmişti. Endeks bu seviye üzerinde güçlendi ve beklenen teknik sıçramasını gerçekleştiriyor. Teknik olarak 10750 direnci bulunuyor ve endeks bu seviyeye gözünü dikmiş durumda. Göstergeler güçlü. 9450 seviyesi altına düşmedikçe pozisyonları korumakta fayda var.

Borsa Endeks Grafiği

Ons ‘da Direnç Savaşı Sürüyor

Ons Altın hızlı yükseliş ardından 2374 direncini geçemedi. Geçen hafta bu seviye kırılmadan bu bölgeye yakın noktalardan alım yapmanın riskli olacağını söylemiştik. Bu fikrimizi halen koruyoruz. Ons Altında teknik olarak 2374 direncinin üzerine yerleştiğinde ya da anlamlı şiddette geri çekilmeler olduğunda alım yönünde hareket etmek doğru olacaktır. Jeopolitik riskler halen devam ediyor ve bu Altını beslemeyi sürdürüyor. Diğer yandan Çarşamba günü Fed kararını görmeden Altın ile ilgili pozisyon kararı vermemek gerekli.

Ons Altın Grafiği

KENDİNİZİ EĞİTİN. EĞİTİME ZAMAN AYIRIN. Bilgi için görseli tıklayabilirsiniz.

Borfin Eğitimlerim için Görsele tıklayınız

YASAL UYARI

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye özel sunulmaktadır. Burada yer alan ve hiçbir şekilde yönlendirici nitelikte olmayan içerik, yorum ve tavsiyeler ise genel niteliktedir. Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir