Çocuğunuza borsa hesabı açın yazılarımın üzerinden iki buçuk yıl geçti. Bu süre zarfında yazılarım sizlerden büyük ilgi gördü. Bu konu ile ilgili yeni yazı taleplerini sürekli bana ulaştırdınız. Mail attınız, radyoda yakaladınız söylediniz, televizyon yayınında bile bana ulaştırdınız bu istekleri. Yeni bir yazı zamanı geldi de çoktan geçti bile.
Öncelikle geçen sürede sizlerden yüzlerce mail aldım. Hala almaya devam ediyorum. Pek çok insan borsaya bakış açısının değiştiğini söylerken, bunların dışında borsa ile hayatında hiç ilgilenmemiş çok sayıda aileden de mailler aldım. Geçen sürede ailemiz büyüdü ve büyümeye devam ediyor. İlginiz için sizlere çok teşekkür ederim.
Ben Bir Yazı Yazdım siz Onu yükselttiniz
Ben bir yazı yazdım siz onu yükselttiniz. Öyle ki yazılarımın hemen ertesi sürecinde 2017 yılında Dünya Gazetesinden sevgili Jülide Yiğittürk Gürdamar benimle bu konu hakkında röportaj yapmak istediğini bildirdi ve bu konuyu haber yaptı. Sizlere linkini paylaşıyorum.
Bu süre zarfında pek çok konferanslara katıldım. Üniversitelere, sanayi odalarına gittim, panellerde bulundum. Bambaşka bir konu işlememize karşın dinleyiciler arasından bu konu ile ilgili sorular gelmeye devam etti. Hiç beklemediğim bir ortamda bile bu yazımdan haberi olan insanlarla karşılaştım. O zaman bu konunun toplumda ne kadar güçlü bir şekilde karşılık bulduğunu daha iyi anladım. Az önce yazdığım gibi ben sadece yazı yazdım ve bunu sizler yükselttiniz.
Borsa Geleceğin İnşasıdır
Önceki iki yazıyı okumayanlar için üzerinden geçmek isterim. Çocuk ve Borsa kelimelerini yan yana duyanlar ilk başta şaşırıyor. İşte o andan itibaren borsaya bakış açısı değişmeye başlıyor. Borsa’nın aslında kısa vadeli zengin olma peşinde koşulan bir alım satım yeri olmadığını, uzun vadede çok ciddi birikimler yapılabileceğini anlamaya başlıyorlar. Ve gerçekten de öyle.
Borsa bir oyun yeri değildir. Borsa bir yatırım yeridir. Borsa geleceği inşa edebileceğiniz ciddi ve kaliteli bir yatırım ortamıdır.
Çocuğunuza bir borsa hesabı açın. Ona sektöründe lider ya da en önemli ikinci oyuncu olan, büyüyen, iyi yönetilen ve temettü ödemeyi ilke haline getirmiş şirketlerin hisselerini her ay ufak alımlarla biriktirin. Her yıl aldığınız temettülerle yeniden hisse alın. Ve çocuğunuz 18 yaşına geldiğinde finansal özgürlüğü olsun.
Temettü Şirketleri için çalışmama göz atabilirsiniz.
Yine kendi okulunu okusun. Yine bir işte çalışsın. Rüyalarını gerçekleştirmek için çabalasın. Ama bilsin ki, yıllık maaş tutarına yakın ya da bunun üzerinde temettü gelirim var.
12 Yıl Olmuş
Ben kızıma hesap açalı 12 yıl oldu. Bu süre içerisinde her ay bir asker disiplini ile aylık maaşımın %10’unu ayırdım ve ona hisse aldım. Tek bir hisse. Bugün geldiğimiz noktada iyi ki yapmışım diyorum. Her şeyden önce bir birikim oluşuyor. Para biriktiriyorsunuz. Elbette bunu her ay hisse almayarak da yapabilirsiniz. Ne biliyim, her ay çeyrek altın alarak, her ay vadeli hesaba yatırarak da para biriktirmek mümkün. Para biriktirmenin çeşitli yolları var. Ancak bunların hiçbirisi size yılda düzenli temettü ödemesi yapmaz. Birikiminiz dışında yılda düzenli bir nakit akışınız oluşmaz. Ve uzun bir sürenin sonunda birikiminizdeki büyümenin diğer alternatiflerden daha iyi olduğunu göreceksiniz.
Şirket Seçimi Önemli
Elbette seçtiğiniz şirket burada önemli. İyi şirket olmalı. Lider ya da sektöründe en önemli ikinci oyuncu olmalı. İyi yönetilen köklü bir şirket olmasını tercih ederim. Çünkü bu şirketlerde yılların bilgi birikimi, tecrübesi ve know-how ‘ı bulunuyor. Bu özellik, dünyada değişen ekonomik düzene karşı bu tip şirketlerin hazırlıklı olmasında, geleceği doğru okumalarında ve doğru adımlar atmasında büyük rol oynuyor.
Büyüme
Diğer yandan Şirket’in büyümesi önemli. Satışları, Esas Faaliyet Karı, Öz sermayesi, Aktifleri sürekli büyümeye devam edecek. Bu neden önemli biliyor musunuz? Çünkü bu durum hisse fiyatının uzun vadede yukarı hareket etmesini sağlar ve birikimlerinizin toplam değeri yükselir. Aynı zamanda, kardaki büyüme ise her yıl daha yüksek temettü geliri almanızı sağlar. Her yıl hisse başı aynı temettü geliri almak çok da istediğimiz bir durum değil.
Şeffaflık
Bunlara ek olarak şeffaf bir şirket olmasını tercih ederim. Mesela yatırımcı ilişkileri olan, görüntü niyetine değil, gerçekten yatırımcılara cevap veren bir hizmet sağlamalı. Örneğin, her bilanço döneminde yatırımcı sunumu hazırlayıp sitesine koymalı. Bu bence çok önemli bir nokta. Gelişmeleri KAP’ta yatırımcıları ile zaman geçirmeden paylaşmalı. Bu neden önemli biliyor musunuz? Çünkü şeffaf şirketler aynı zamanda büyük fonların, portföylerin ve yabancı yatırımcılarında tercih ettiği şirketler. Araştırmalar şunu gösteriyor. Şeffaf şirketler uzun vadede daha adil fiyatlanıyor ve gerçek değerlerini daha fazla yansıtabiliyorlar.
Takip Önemli
Bunun dışında elbette bir şirket ile başlayıp sürekli onda mecburmuş gibi devam etmek te yanlış. Bu şirketler üç ayda bir finansal sonuçlarını açıklıyor. Takip edeceksiniz. Şirketin gidişatını, yönetimini, sonuçları izleyeceksiniz. Hakkında yazılan raporları okuyacaksınız. İnternette araştırma yapıp bir röportaj var mı bir gelişme var mı bakacaksınız. KAP sizler için yapılmış bir hizmet platformu. (www.kap.org.tr) Burada şirketinizi seçip, son açıklamaları, bilançoları ve faaliyet raporlarına ulaşabilirsiniz. Kendi internet sitelerinden ise yatırım ilişkileri bölümünden varsa yatırımcı sunumlarını okuyabilirsiniz. Bunları yapmalısınız. Birikim yapıyorsunuz. Oyun oynamıyorsunuz. BES sisteminde oluşan getiriden memnun olmadığı için sigorta şirketini arayıp şikâyet ediyorsunuz ama. Ya da ne biliyim, ayda bir BES hesabını kontrol ediyorsunuz. Bir ev alırken araştırmanın dibine vuruyorsunuz. Araba alırken resmen motor uzmanı kesiliyorsunuz. Bunda da en azından üç ayda bir araştırmalarınızı takibinizi yapacaksınız.
Belki de, öyle bir gelişme olacak ki, bu şirkete olan güveniniz azalacak. Belki de firmanın çağın gerektirdiği kararları almakta zayıf kaldığını göreceksiniz. Belki de sektöre ilişkin bir gelişme hoşunuza gitmeyecek. Onun için takip etmeyi, ilgilenmeyi bırakmayacaksınız. Ayrıca şunu da belirtmeliyim. Bir firmayı takip etmek, faaliyet raporları okumak sizler içinde iyi olacak. Büyük ihtimalle zamanla hoşunuza gidecek. Ve en önemlisi bence emeklilikte epey işinize yarayacak. Benim fikrim tabi.
Bunlarla ilgili görüşlerimi önceki iki yazımda da bulabilirsiniz. Yazının altında bu yazılarıma ait linkleri bulabilirsiniz.
Gelen Sorular
Pek çok sorular geliyor. Tek hisse yeterli mi diye? Neden olmasın. İyi olduktan sonra tek hissede olur. Ama bir den fazla şirket hissesi de biriktirebilirsiniz. Bana bazen öyle sorular geliyor ki neredeyse 10-15 tane hisse almaktan bahsedenler var. Siz bilirsiniz ama bana fazla geliyor. Takip etmesi güç olabilir. Fakat sizin seçiminiz. Ben en fazla üç tane öneririm. Önemli olan iyi şirket olması.
Başka bir sıkça rastladığımız nokta ise şu. Ben biriktirmeye başladım ama hisse düşüyor diyenler var. Bu soruyu soruyorsanız ne demek istediğimi anlamamışsınız demektir. Ya da her ay ufak alımlar değil, canınızı acıtacak düzeyde yüklü alımlar yapıyorsunuzdur. 18 yıla yakın her ay düzenli alımlardan bahsediyorum. Söyler misiniz fiyatın düşmesinin ne önemi var. Kaldı ki düşsün. Gelecek ay yine alacaksınız zaten. Daha da düşsün. Sonraki ay yine alacaksınız. Her fiyattan almış olacaksınız. Burada önemli olan biriktirmek ve lot (hisse sayısı) sayısını attırmak.
Ben başladığımda 2008 krizi henüz başlamamıştı. Aldığım hisse Adana A idi ve 9TL seviyelerinde başlamıştım. Kriz başladığında 2.5TL’ye kadar düşmüştü. Ama ben her ay almaya devam ettim. 9 liradan da aldım, 2.5 liradan da aldım. Düşünebiliyor musunuz? Bir karar verip başlamışsınız ve neler yaşıyorsunuz. Ama vazgeçmedim.
Başka bir soru temettü ödeyince fiyatta düşüyor. Değişen bir şey yok. Evet, fiyat temettü kadar düşüyor. Bir iki gün için bakarsanız haklısınız. Ama bizim işimiz bir iki günlük değil. Yıllarca süren bir süreçten bahsediyorum. Son 10 yılda %1000 yükselmiş hisse mesela. (bu arada bu bir şaka değil gerçekten bu seviyelerden bahsediyoruz. İstatistikler bunu gösteriyor). Şimdi hem %1000 yükselmiş hem de her yıl sana temettü ödemiş. Noldu fiyat düşmesine. Gördüğünüz gibi uzun vadede hiçbir önemi yok temettü sonrası fiyatın düşmesinin.
Buraya kadar önceki yazılara yakın bir yazı oldu diyebilirim. Bir iki nokta var bunlar son zamanlarda dikkatimi çekiyor.
Mevcut Birikim ile Yatırım Başka Bir Şey, Hisse biriktirmek Başka Bir Şey
Bunlardan ilki, biz biriktirmekten bahsediyoruz. Mevcut bir birikimin yatırımından bahsetmiyoruz. Bana soran kişiler içerisinde zaten mevcut birikimi olup, hisse alımından bahsediyor. Böyle bir durumda elbette girdiğiniz fiyat çok önemli. Çünkü girdiğiniz maliyet uzun yıllar ağırlıklı maliyetinizi oluşturacak. Mesela yüklü birikimi ile 2018 yılı başında alım yaptığınızı düşünün. Sonraki süreçte borsa sert düştü ve bazı hisseler %70 gibi düşüşler gösterdi. Siz yine almaya devam ettiniz ama asıl maliyetiniz ağırlıklı olarak yukarıda kaldı. Bu biraz moral bozukluğu yaratabilir elbette. Evet, uzun vadede bence yine karlı çıkarsınız ancak böyle bir durum sizi sürecin ilk bir iki yılında memnun etmeyebilir. Onun için zaten mevcut birikimi borsaya sokarken fiyatların çok yükselmediği hatta ciddi sert düşüşlerin yaşandığı bir zamanı beklemek daha doğru olabilir.
Bu konuda genelde şu öneriyi veriyorum. Eğer fiyatların yüksek olduğunu düşünüyorsanız, toplu birikimi üçe bölün. İlk parçayla şimdi alın. Sonra bir ay bekleyin. Ardından yine ikinci parçayla alın. Yine bekleyin. Ve tekrar alın. Alımlarınız arasında %10 gibi fiyat farkı olmasına özen gösterin. Gerekiyorsa bir ay daha bekleyin. Genel ortamı olumsuz görüyorsanız ya da giderek daha olumsuzlaşıyorsa biraz daha bekleyin. Bu sizi yüksek fiyattan ağırlıklı maliyetlenmenizi önleyecek güzel bir sistem. Eğer piyasanın zaten dip olduğunu düşünüyorsanız toplu alım yapabilirsiniz.
Yükseldiğinde Satmak Lazım mı?
İkincisi ise şöyle bir soru gelmişti. Bu süre içerisinde hiç elinizde biriktirdiğiniz hisseleri yükseldiğinde satıp daha düşük fiyattan yerine koymayı düşündünüz mü diye. Bunu yapmadığınız için pişmanlık duydunuz mu diye sordular. Ben 18 yıldır bunu hiç yapmadım. Sadece ilk biriktirdiğim hisseyi satıp yerine başka bir şirket aldım. Bir otomotiv firması. O kadar. Ama bazen bunu düşünmedim değil. Hatta pişman olduğum zamanlarda olmadı değil. Mesela 2018 yılında biriktirdiğim hisse %50 düştü. Şimdi tekrar toparladı o sorun değil. Eğer 2018 başlarında piyasayı iyi okuyup toplam lot sayımın tamamını ya da yarısını satmış olsaydım, belki de %50 aşağı bir fiyattan yerine koyabilecektim. Bu toplam lot sayımı iki kat artırabilecekti. Amacımız lot sayımızı arttırmak ise bu önemli bir hareket olurdu. Hatta belki de 4-5 yılda biriktirebildiğiniz lot sayısını bir yılda yakalayabilirdik.
Ancak bunu her zaman yapamazsınız. Majör piyasa hareketlerinde, genel piyasa düşüşlerinde yapmalısınız. 2011, 2013, 2018 yıllarında yaşanan piyasa düşüşleri gibi mesela. Aksi takdirde her dirençte satıp alttan almayı denemeye başlamayın. Yoksa bir süre sonra bir bakmışsınız sürekli sat-al yapıyorsunuz. Bu sizi genel yaklaşımınızdan uzaklaştırır. Şöyle bağlıyım bu konuyu, bunu yapmak zorunda değilsiniz. Ben yapmadım ve yine de geldiğim noktada oldukça mutluyum. Ama eğer yapar ve başarılı olursanız belki de şu anda 5 yıl sonra olacağınız yerde olursunuz. Başarısız olursanız ise yılların emeğini de harcarsınız bunu da unutmayın.
Yeni Yıla Borsa Hesabı İle Girin ve Biriktirmekten Vazgeçmeyin
Çocuğunuza ya da kendinize hiç fark etmez. Ya da aileniz adına. Bir borsa hesabı açın. Sektöründe lider ya da çok önemli ikinci oyuncu olan, büyüyen, iyi yönetilen ve her yıl temettü ödemeyi ilke edinmiş şirketlerin hisselerini her ay küçük miktarlarda alın. Her yıl aldığınız temettü ile yine hisse alın. Yıllar sonra finansal özgürlüğünüz olsun, emekliliğinizde alternatif bir geliriniz olsun. Unutmayın Borsa bir oyun yeri değil. Kaliteli ve uzun vadede hayal bile edemeyeceğiniz getiriler sağlayabilen yüksek bir yatırım yeridir. Yeni yıla bir borsa hesabı ile girin. Geleceği inşa etmeye başlayın. Hepinize ilginiz için tekrar teşekkür ediyor ve güzel bir yıl diliyorum. Sağlıcakla kalın.
Önceki yazılarıma göz atmanızı tavsiye ederim.
Çocuğunuza Borsa Hesabı Açın 2
Buradaki görüşler kişisel görüşlerimdir. Kesinlikle yatırım tavsiyesi değildir ve yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Burada yer alan görüşler genel yatırım yorum ve tavsiyesi kapsamındadır. Buradaki görüşler kişisel risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Burada yazılanlara göre hareket ederseniz risk size aittir. Lütfen sitedeki uyarı yazısını okuyun.
Anlattıklarınız göre önereceğiniz hisse senetleri varmı
Temettü şirketleri 2020 çalışmama göz atmanızı tavsiye ederim.
Yine çok güzel bir yazı daha Tuncay bey.Elinize sağlık.Teşekkürler.
İyi günler Tuncay bey, ben bir tekstil işçisiyim 3 çocuğum var onlara hesap açmak istiyorum fakat bankalar hesap açmıyor nasıl yapacağımı bilmiyorum sizden ricam beni aydınlatın, telefon bankacılığından hisse alıp satıyorum ben ilkokul mezunuyum bilgim bu kadar bankadan hesap açamadım rica ediyorum aydınlatın.
Fatih bey, bankalar neden vasi hesap açmıyor bende bilmiyorum. Banka kökenli olmayan bir aracı kurum ile bağlantıya geçebilirsiniz. Ya da yine hesabı kendi adınıza açıp onların niyetine yapabilirsiniz.
Tuncay Bey, merhaba, değerli görüşleriniz için çok teşekkürler, şahsen tam da bana uygun ve şu anda uyguladığım bir yöntemden bahsetmişsiniz. BİST-30 hisselerinden her ay biriktiriyorum, ancak farklı hisselerden alıyorum çünkü çeşitlendirme önemli diye düşünüyorum. Şimdi her hisseden 1000 er liralık alıp değeri 1100 e çıktığında 100 liralık kısmını satıyorum. Bu şekilde ve temettülerle hesapta biriken miktarla da ayrıca hisse alıyorum. Düşüşlerde ise acele etmeden direnç ve desteklere de dikkat ederek (mesela%50 düşüşten sonra) 1000 liralık daha almayı düşünüyorum. İleride aynı yöntemi 10000 lira ile uygulamayı planlıyorum. Sizce işe yarar mı? Tekrar teşekkürler
sistem sistemdir. 🙂
Cok cok guzel bir paylasim olmus tuncay bey tebrikler
Teşekkürler Tuncay bey. Epeydir bekliyorduk sağ olun
Yazınız için teşekkürler Tuncay Bey.